“Yurt dışında yaşamak istiyorum, ne yapmalıyım?” sorusu, yeni bir ülkeye yerleşmek isteyen birçok kişinin aklındaki en temel sorudur. Başka bir ülkede yaşam kurmak; doğru planlama, uygun vize seçimi, gelir şartlarının karşılanması ve uzun vadeli bir strateji gerektirir. Bu sürecin karmaşık görünebilmesinin nedeni, her ülkenin kendi oturum izinleri, vize türleri ve başvuru kriterlerine sahip olmasıdır. Ancak doğru adımlarla ilerlemek, yurtdışında yeni bir hayata sorunsuz şekilde başlamayı mümkün kılar.
İlk ve en önemli adım ülke seçimidir. Yaşam maliyetleri, iklim, iş imkanları, konuşulan dil, güvenlik, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi kriterler değerlendirilerek kişinin yaşam hedeflerine en uygun ülke belirlenmelidir. Avrupa’da yaşamak isteyenler için Portekiz, İspanya, Almanya ve Hollanda gibi ülkeler; hem oturum izinleri hem de çalışma modelleri açısından güçlü seçenekler sunar.
Daha sonra uygun vize türünün belirlenmesi gerekir. Uzaktan çalışan veya freelance gelir elde eden kişilere yönelik dijital göçebe vizeleri, pasif gelire sahip olanlara yönelik D7 tipi vizeler, şirket kurmak isteyenler için girişimci vizeleri ve iş bulup yerleşmek isteyenler için çalışma izinleri başlıca seçeneklerdir. Aile birleşimi, öğrenci vizeleri ve yatırım yoluyla oturum gibi alternatif yollar da mevcuttur. Bu süreçte doğru kategoride başvuru yapmak, sürecin kabul olma ihtimalini artırır.
Başvuru aşamasında gelir kanıtları, banka dökümleri, iş sözleşmeleri, sağlık sigortası, adli sicil kaydı ve konaklama bilgileri gibi belgeler hazırlanmalıdır. Ülkeler bu belgeleri titizlikle inceler ve başvurunun kişinin kendini o ülkede geçindirebilecek düzeyde düzenli gelire sahip olup olmadığını kontrol eder. Özellikle dijital göçebe ve pasif gelir vizelerinde banka hareketleri ve gelir istikrarı büyük önem taşır.
Yurt dışına taşınma sürecinde gözden kaçan en kritik konulardan biri de vergi yükümlülükleridir. Yeni bir ülkeye yerleşmek, o ülkenin vergi sistemine tabi olmayı gerektirebilir. Bu nedenle, hem Türkiye’deki hem de yerleşilecek ülkedeki vergi kurallarının doğru anlaşılması gerekir. Aksi halde ileride ciddi mali sorunlarla karşılaşılabilir.
Tüm bu aşamaların ardından başvuru dosyası hazırlanır, konsolosluk randevusu alınır ve süreç resmen başlatılır. Başvurunun onaylanmasıyla birlikte yeni ülkeye taşınma, adres kaydı yapılması ve oturum kartının alınması gibi adımlar tamamlanır. Sürecin doğru yönetilmesi, yeni bir ülkede huzurlu ve güvenli bir hayat kurmanın en önemli parçasıdır.
Schengate olarak; yurtdışında yaşamak isteyen kişilere ülke seçimi, vize analizi, gelir şartlarının değerlendirilmesi, dosya hazırlığı, randevu süreci ve oturum izni sonrası danışmanlık gibi tüm aşamalarda profesyonel destek sağlıyoruz. Hedefiniz Avrupa’da yaşamak, uzaktan çalışmak veya yeni bir hayat kurmaksa, size en doğru rotayı belirleyerek süreci adım adım yönetiyoruz.