“Residency Europe”, Avrupa’da uzun süreli oturum hakkı elde etmeyi ifade eden bir kavramdır ve özellikle Avrupa’da yaşamak, uzaktan çalışmak, iş kurmak veya ailece yerleşmek isteyen kişiler tarafından sıkça araştırılır. Avrupa Birliği ülkeleri hem yüksek yaşam standartları hem de güçlü ekonomik yapıları nedeniyle dünya genelinde en çok oturum başvurusu alan bölgeler arasındadır. Bu nedenle Residency Europe, Avrupa’da yeni bir hayat kurmak isteyenler için temel bir başlangıç noktasıdır.
Avrupa’da oturum almak için birçok farklı yol bulunmaktadır. Bunların başında çalışma izni temelli oturum, dijital göçebe vizeleri, pasif gelir oturumları, girişimci/start-up oturumları, aile birleşimi, öğrenci oturumları ve yatırım yoluyla oturum programları gelir. Her ülke kendi oturum politikalarını uygular, bu nedenle başvuru kategorisinin kişi için doğru seçilmesi oldukça önemlidir.
Residency Europe sürecinin en kritik adımlarından biri gelir yeterliliğidir. Avrupa ülkeleri, başvuru sahibinin kendisini ve ailesini sosyal yardım almadan geçindirebileceğini kanıtlamasını ister. Bunun için banka dökümleri, maaş belgeleri, freelance gelir kanıtları, pasif gelir belgeleri veya şirket ortaklığı evrakları sunulur. Sağlık sigortası ve temiz adli sicil kaydı, neredeyse tüm Avrupa ülkelerinde standart zorunluluktur.
Başvuru sürecinde hazırlanması gereken evraklar ülkeye göre değişebilse de genel olarak şu belgeler talep edilir:
– Geçerli pasaport
– Gelir ve banka dökümleri
– Sağlık sigortası poliçesi
– Adli sicil kaydı
– Konaklama kanıtı
– Resmi tercümeler
– Apostil işlemleri
– Başvuru formu ve biyometrik fotoğraflar
Bu belgelerin eksiksiz ve tutarlı hazırlanması başvurunun olumlu sonuçlanmasında belirleyicidir.
Residency Europe süreci yalnızca oturum izni almakla sınırlı değildir; aynı zamanda Schengen bölgesinde serbest seyahat özgürlüğü sağlar. AB ülkelerinde oturum hakkı bulunan kişiler 27 Schengen ülkesine vizesiz giriş yapabilir. Ayrıca oturum izni sahibi, banka hesabı açma, vergi numarası alma, iş kurma, eğitim ve sağlık sistemlerinden yararlanma gibi pek çok avantaja sahip olur.
Uzun vadede Residency Europe, süresiz oturum ve vatandaşlık başvurularına da kapı aralar. Birçok AB ülkesi 5 yıl düzenli oturumdan sonra kalıcı oturum hakkı verir. Bu, kişinin iş, eğitim, seyahat ve yaşam haklarını önemli ölçüde genişletir. Ardından vatandaşlık başvurusu yapılabilir ve bu süreç tamamlandığında tüm AB ülkelerinde özgürce yaşama ve çalışma hakkı elde edilir.
Avrupa’da oturum alma sürecinin önemli bir boyutu da vergi yükümlülükleridir. Bir ülkeye yerleşmek, o ülkenin vergi sistemi içinde aktif hale gelmek anlamına gelir. Özellikle dijital göçebeler, uzaktan çalışanlar ve girişimciler için doğru vergi statüsünün belirlenmesi hayati önem taşır. Yanlış beyan veya yanlış ülkeye vergi mükellefiyeti ciddi sonuçlara yol açabilir.
Schengate olarak Residency Europe süreçlerinde kişiye özel danışmanlık sunuyoruz. Sizin için en uygun oturum yolunu belirliyor, tüm evraklarınızı düzenliyor, başvuruyu yönetiyor ve Avrupa’ya yerleştikten sonra uyum adımlarında yanınızda oluyoruz. Amacımız, Avrupa’da yeni bir yaşam kurma yolculuğunuzu hızlı, güvenli ve sorunsuz hale getirmektir.