Start-Up Vizesi | Girişimciler İçin Şartlar, Başvuru Süreci ve Öne Çıkan Ülkeler

Start-up vizesi, yenilikçi bir iş fikrine sahip girişimcilerin yabancı bir ülkede şirket kurmasını, işletmesini ve o ülkede oturum izni almasını sağlayan özel bir girişimci vizesi türüdür. Bu vize, özellikle teknoloji odaklı, yenilikçi, ölçeklenebilir ve uluslararası büyüme potansiyeli taşıyan projeleri desteklemek için oluşturulmuştur. Start-up vizeleri, hem girişimcilere hem de ülkelerin ekonomisine değer katan ve inovasyonu teşvik eden bir modeldir.

Start-up vizesinin en önemli özelliği, fikrin gücünün ön planda olmasıdır. Klasik yatırım veya girişimci vizelerindeki gibi yüksek sermaye göstermek genellikle zorunlu değildir; bunun yerine sağlam bir iş planı, potansiyel büyüme fırsatları ve geliştirilmiş bir proje modeli sunmak yeterlidir. Bu nedenle yazılım geliştiriciler, teknoloji girişimcileri, danışmanlık hizmetleri, yapay zekâ projeleri, SaaS modelleri ve yaratıcı dijital çözümler sunan girişimciler için ideal bir programdır.

Start-up vizesi veren ülkeler arasında Portekiz, Hollanda, Almanya, İngiltere, Fransa, Kanada, Litvanya, Estonya ve İspanya gibi inovasyonu destekleyen ülkeler bulunur. Her ülke kendi programına özgü bir değerlendirme kriterine sahiptir ancak genel olarak şu unsurlar aranır:
– Yenilikçi bir iş fikri
– Ölçeklenebilir bir model
– Uluslararası pazara hitap edebilirlik
– Potansiyel istihdam yaratma gücü
– Girişimcinin teknik veya ticari yeterliliği
– Sağlam iş planı
– Gerekirse bir “mentor/akredite kuluçka merkezi” desteği

Birçok ülkede başvurunun kabul edilmesi için iş fikrinin ülkeye ekonomik katkı sağlayacağına dair rapor sunulması veya bir inkübasyon merkezi tarafından desteklenmesi yeterlidir. Portekiz Start-Up Vizesi, Hollanda Startup Residence Programı ve Estonya Startup Visa bu alanda en çok talep gören seçeneklerdir.

Start-up vizesine başvuru için genellikle şu belgeler istenir:
– Pasaport
– Detaylı iş planı
– Projenin teknik ve ticari açıklaması
– Girişimcinin mesleki geçmişi
– Finansal sürdürülebilirlik beyanı
– Gerekirse prototip veya demo çalışması
– Mentor/kuluçka merkezi destek mektubu
– Sabıka kaydı ve sağlık sigortası

Start-up vizelerinin en güçlü avantajlarından biri oturum izni sağlamasıdır. Girişimci, eşi ve çocuklarıyla birlikte hedef ülkeye yerleşebilir ve şirket faaliyetlerini oradan yönetebilir. Başarılı ilerleyen projelerde oturum uzun vadeli ikamet hakkına ve devamında vatandaşlığa kadar uzanabilir.

Finansal anlamda start-up vizeleri çok büyük sermayeler gerektirmez. Önemli olan, girişimcinin kişisel geçimini sağlayacak seviyede gelir gösterebilmesidir. Birçok ülke bu vizeler kapsamında start-up’lara vergi avantajları, hibeler, inkübasyon programları, AR-GE destekleri ve yatırım fonlarına erişim fırsatları sunar.

Start-up vizesi alan girişimciler, uluslararası bir ekosisteme dahil olur, networking fırsatlarından yararlanır ve global bir marka oluşturma şansına sahip olur. Avrupa başta olmak üzere birçok ülke start-up’ları kendi ekonomileri için stratejik bir değer olarak gördüğü için süreçleri pratik ve destekleyici şekilde tasarlamıştır.

Schengate olarak start-up vizesi başvurularında girişimcilere kapsamlı danışmanlık sunuyoruz. İş planının hazırlanmasından kuluçka merkezi başvurularına, şirket kuruluşundan oturum izni sürecine kadar tüm adımları sizin adınıza profesyonel şekilde yönetiyoruz. Amacımız, girişiminizin yurtdışında güvenli, hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesini sağlamaktır.