Oturum izni, bir kişinin kendi ülkesi dışında başka bir ülkede belirli bir süre boyunca yasal olarak yaşamasına ve o ülkenin sunduğu temel haklardan yararlanmasına izin veren resmi belgedir. Oturum izni; çalışma, eğitim, aile birleşimi, yatırım, dijital göçebe yaşamı veya pasif gelir gibi farklı amaçlarla alınabilir ve her ülkenin bu izin için belirlediği kurallar, evrak gereklilikleri ve gelir şartları birbirinden farklıdır. Yurtdışında uzun süreli bir yaşam kurmak isteyen herkes için oturum izni süreci kritik bir adımdır.
Oturum izninin en önemli özelliği, kişiye ülkede uzun süreli ve yasal olarak kalma hakkı vermesidir. Turistik vizeler yalnızca kısa süreli giriş hakkı tanırken, oturum izni ile kişi ülkeye yerleşebilir, ev kiralayabilir, banka hesabı açabilir, vergi numarası alabilir, çocuklarını okula yazdırabilir ve sosyal hayata entegre olabilir. Bu nedenle oturum izni, yurtdışında yaşam planlayan herkesin temel ihtiyacıdır.
Oturum izinleri farklı amaçlara göre kategorilere ayrılır. En yaygın oturum izinlerinden biri çalışma iznine bağlı oturumdur. Bu kategoride kişi bir şirketten iş teklifi almışsa veya yüksek nitelikli çalışan statüsüne sahipse, çalışma sözleşmesi yoluyla oturum hakkı kazanabilir. Avrupa’da Blue Card programı özellikle uzman profesyoneller için güçlü bir alternatiftir. Bir diğer sık kullanılan kategori ise dijital göçebe oturumlarıdır; uzaktan çalışan kişiler belirli gelir şartlarını karşılayarak İspanya, Portekiz, Estonya ve Hırvatistan gibi ülkelerde uzun süreli oturum sahibi olabilir.
Pasif gelir sahipleri için hazırlanan D7/D8 tarzı oturum programları, sabit gelirle yaşam sürdürebilen kişiler için idealdir. Gayrimenkul geliri, kira gelirleri veya yatırım gelirleri gibi kaynaklarla düzenli gelir kanıtlayan bireyler bu kategoriyle oturum alabilir. Aile birleşimi, öğrenciler için eğitim vizeleri ve yatırım yoluyla golden visa programları da diğer yaygın oturum yollarının başında gelir.
Oturum izni başvurularında en kritik konu gelir kanıtıdır. Çoğu ülke başvuru sahibinin kendisini ve ailesini geçindirebilecek düzeyde finansal istikrara sahip olduğunu görmek ister. Banka hesap dökümleri, maaş bordroları, freelance sözleşmeler veya şirket gelirleri bu aşamada en önemli evraklardır. Bunun yanında sağlık sigortası, temiz adli sicil kaydı, konaklama bilgileri, resmi tercümeler ve apostil işlemleri başvuru dosyasının olmazsa olmaz parçalarıdır.
Oturum izni alındıktan sonra başlayan uyum süreci, en az başvuru süreci kadar önemlidir. Adres kaydı yapılması, vergi numarasının alınması, banka hesabı açılması, sağlık sistemine kayıt, yerel ulaşım düzeninin öğrenilmesi ve günlük yaşamın organize edilmesi bu sürecin temel adımlarıdır. Çocuklu aileler için okul ve eğitim sistemi de ayrıca planlanmalıdır.
Oturum izninin sunduğu en büyük avantajlardan biri Schengen bölgesinde serbest dolaşım hakkıdır. Birçok Avrupa ülkesinde uzun süreli oturum sahibi olan kişiler, 27 Schengen ülkesinde vizesiz şekilde seyahat edebilir. Bu, hem iş hem de sosyal yaşam açısından büyük özgürlük sağlar.
Schengate olarak oturum izni sürecinin tüm aşamalarında profesyonel danışmanlık sunuyoruz. Hangi kategorinin sizin için uygun olduğunu belirlemekten evrak hazırlığına, gelir analizinden başvuru takibine ve oturum sonrası uyuma kadar tüm süreci sizin adınıza yönetiyoruz. Amacımız, yeni bir ülkede yasal, güvenli ve sürdürülebilir bir yaşam kurmanızı en kolay şekilde sağlamaktır.